Doğum, anne adaylarının bebeklerini dünyaya getirdiği özel bir andır. Bundan dolayı herkes, bu anın kusursuz ve sorunsuz olmasını ister. Doğumun daha kolay bir şekilde yapılması için geliştirilen farklı yöntemler vardır. Bunlardan birisi de suda doğum olarak bilinen yöntemdir. Dünya üzerindeki farklı ülkelerde yaklaşık 30 yıldır uygulanan bu yöntem, adından da anlaşılacağı gibi anne adayının özel olarak tasarlanan bir küvetteki suyun içinde doğum yapmasıdır.
Gebelik süreci boyunca anne adayının doğum ile ilgili farklı kaygıları olduğu bilinen bir gerçektir. Söz konusu durumun haricinde bebeklerin de anne karnında suyun içinde olması, suda doğum yönteminin geliştirilmesini yol açmıştır. Bu yöntemin temelinde anne adaylarının duydukları kaygıları azaltmak ve doğum daha sorunsuz olarak gerçekleşmesini sağlamaktır.
Özel olarak geliştirilen bir küvet 37 derecedeki suyla doldurulur. Bu sıcaklık, insanın doğal sıcaklığıyla aynıdır. Anne adayı suya girdiğinde kendisini daha güvende hisseder ve sahip olduğu kaygılar ve stresi azalır. Bir süre sonra doğum sancıları başlar ve sonucunda vajinal doğum gerçekleşir.
Suyun etkisi ile kan akış hızının artması, vajinal kasların rahatlamasını sağlar. Böylece kaslar, çok daha rahat bir şekilde kasılır ve doğum esnasında meydana gelecek başta vajina yırtılması olmak üzere birçok olumsuzluğun riski azalır. Rahim içindeki suda bulunan bebek, doğduğunda yine aynı sıcaklıkta olan bir suyun içerisine gelir ve bu durum bebeğin daha sakin olmasına ve daha az ağlamasına neden olur. Bu yöntemin anne adayına veya bebeğe herhangi bir riski yoktur. Fakat suda doğum, bu yönde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir ekip tarafından yaptırılmalıdır.
Suda doğumun riski ile diğer yöntemlerin riskleri hemen hemen aynı seviyededir. Buna karşın suda doğumun kendi içinde farklı avantajları vardır. Bu avantajlardan ilkinin anne adayının rahatlaması olduğu yukarıda da belirtilmişti. Bunun haricindeki avantajlar ve faydalar ise şu şekildedir:
• Doğum sancılarının hafiflemesini sağlar.
• Doğumun daha kısa sürede tamamlanmasında etkilidir.
• Genel olarak suni sancıya ihtiyaç duyulmadan doğum gerçekleşir.
• Suda doğum yapanların suni sancı dışında diğer medikal müdahalelere de daha az ihtiyaç duyduğu bilinir.
• Bebeğin çıkış yaptığı doğum kanalının yumuşamasını sağlar ve böylece doğum kanalının esnekliği artarak doğumun kolay bir şekilde gerçekleşmesi sağlanmış olur.
• Duyulan acı miktarı azalır.
• Suyun etkisiyle kendisini güvende hisseden anne adayları, doğum esnasında daha güçlü olurlar.
• Su, oksitosin hormonu salgılanmasını tetikler. Yeterince bu hormondan salgılanması durumunda kasılmalar düzene girer. Bu ise doğum için olumlu bir durumdur.
• Rahim içindeki sudan, aynı sıcaklıktaki suya geçiş yapmak, bebeklerin ileriki yaşamlarında daha sakin olmasını sağlar.
Suda doğum, bütün anne adayları için uygun bir yöntem olmayabilir. Bunun için öncelikle anne adayının ve bebeğinin genel kontrolleri yapılır ve bu yöntem için uygun olup olmadıkları araştırılır. Özellikle çoğul gebelikler ile 37 haftanın altındaki gebeliklerde suda doğum tercih edilen bir yöntem değildir. Anne adayının mevcut bir enfeksiyonu veya kanaması olması durumunda da bahse konu yöntemin tercih edilmesi mümkün değildir. Bunların haricinde ise suda doğum yapılabilmesi için bebeğin doğum pozisyonu almış olması gerekir.
Gerekli şartların sağlanması durumunda anne adayına ilk olarak bu konuyla ilgili eğitim verilir. Daha sonra ise doğum sancılarının başlamasıyla birlikte anne adayı, önceden hazırlanan ve sürekli takip edilen küvete alınır. Bu sırada uzman ekip de hazır olarak ilgili alanda bulunur. Suyun etkisiyle rahatlayan anne, doğuma hazır hale gelir. Endorfin hormonu ise ağrıların azalmasına neden olur. Sonrasında ise doğru nefes alıp vermeyle birlikte doğum bir süre sonra gerçekleşecektir.
Suda doğum esnasında anne adayı, suda da çalışan NST cihazlarına bağlanır. Böylece bebeğin kalp atışları takip edilir. Eğer sudayken bebeğin kalp atışlarında düzensizlikler meydana gelir ve bebeğin stresinin arttığı anlaşılırsa doğum suda yapılmaz ve diğer yöntemlerden uygun olan tercih edilir. Dolayısıyla suda doğum yapabilmek için bebeğin de uygun olması gerektiği söylenebilir.
Bu yöntem için uygun bir hastane ve uzman bir ekibe ihtiyaç duyulduğu unutulmamalıdır.
Suda doğum, ilk duyulduğunda mantıksız bir yöntem gibi görülebilir. Özellikle doğan bebeğin ilk aşamada suyun altında kalması, normal bir durum gibi gelmeyebilir. Fakat yukarıda bahsedilen avantajlar ve uygulamanın 30 yılı aşkın süredir yapılıyor olması, insanların suda doğuma bakışlarını değiştirmektedir. Ancak bu noktada da suda doğum zararlı mı soruları akla geliyor.
Alışılmış doğum yöntemlerinden oldukça farklı olan bu yöntemin sahip olacağı farklı risklerden bahsediliyor. Öncelikle bebeğin suyun altında kalması, başlı başına bir risk olarak görülmektedir. Bunun haricinde ise yine bebeğin suyun altındayken hızlı bir şekilde çekilmesi, göbek kordonunun zarar görebileceğinden bahsediliyor. Ayrıca suyun enfeksiyon riskini olumsuz etkilemesi de çekinilen bir diğer konu olarak dikkat çekiyor.
Buradaki çekinceler ile ilgili yapılan araştırmalara göre suyun enfeksiyon riskine olan olumsuz bir etkisi söz konusu değildir. Bebeğin su altında kalması ise sağlığı için tehdit oluşturmaz, aksine bebeğin daha çabuk sakinleşmesini sağlar. Bu noktadaki en önemli çekince, bebeğin heyecan ile birlikte hızla sudan çıkarılmasının göbek kordonuna zarar verme riski doğurmasıdır. Buradan tercih edilen ekibin tecrübeli olması son derece önemlidir. Böylece göbek kordonun yırtılması veya zarar görmesi gibi risklerin tamamı ortadan kalkacaktır.
Bebeğin ilk olarak hava yerine suyla karşılaşması, nasıl nefes alacağı sorusunu gündeme getirir. Bu durumun bebeğin sağlığına risk oluşturur mu sorusu da merak edilen bir diğer konudur. Bu sorulara cevap vermeden önce bebeğin anne karnında da suyun içinde olduğunun bilinmesi gerekir. Buna rağmen oksijen ihtiyacını göbek kordonu yardımıyla karşıladığı bilinmektedir. Dolayısıyla da bebeğin ilk anda suya doğması, ihtiyaç duyduğu oksijenin yine kordondan almasına neden olacaktır. Bu durum, bebek için herhangi bir risk oluşturmaz. Suya doğan bebek daha sonra sudan çıkarılır ve normal bir şekilde nefes almaya başlar.
Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bu doğum yöntemi, ülkemizde de uygulanmaktadır. Fakat yeterince yaygın olduğunu söylemek doğru olmaz. Yakın zamanda tanınan ve her geçen gün biraz daha yaygınlaşan bu yönteme karşı olan ön yargılı bakışın henüz tam anlamıyla kırıldığını söylemek çok zordur. Ancak geçmişe göre ciddi bir düzelme olduğu da yadsınamaz bir gerçektir.
Suda doğum için tercih edilen hastanenin ve uzman hekimin, bu alanda yeterli bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olması, doğumun sorunsuz olarak yapılması adına çok önemlidir. Buradan hareketle seçimin belli araştırmalar sonrasında yapılması gerektiğini söylemek gerekir. Kliniğimizin bu anlamda beklentilerinize uygun bir şekilde hizmet verdiğini ve modern aletlerle donatıldığını bilmenizi isteriz. Bize yapacağınız başvuru sonrasında gerekli olan bütün testleri hızlı bir şekilde yapıyor ve suda doğum için uygun olmanız durumunda gerekli eğitimleri veriyoruz. Böylece sorunsuz bir şekilde bebeğinizi dünyaya getirmenizi sağlıyoruz.
