Düzenli bir cinsel yaşama sahip çiftler, bir süre sonra çocuk sahibi olurlar. Fakat korunmasız olarak 1 yıldır cinsel ilişkiye giren çiftlerin çocukları olmuyorsa, burada farklı sorunlar söz konusudur ve ilk olarak infertilite teşhisi konulur. İnfertilite, kısırlık olarak ifade edilebilir. Bu aşamadan sonra hem erkeğe, hem de kadına bir takım tetkikler yapılır ve bu durumun nedenleri araştırılır. Kadının jinekolojik muayenesinin yapılması, tüplerinin kontrol edilmesi ilk tetkikler arasındadır. Erkeklerde ise semen analizi yapılır. Buradan elde edilen veriler, normal yollardan gebe kalınmayacağını işaret ediyorsa, gebe kalmak için farklı yöntemler denenir. Aşılama da bunlardan birisidir.
İnfertilite nedeni olarak tüplerin kapalı olması, sperm kalitesinin düşük olması veya meni içerisinde spermin yer almaması durumunda direkt olarak tüp bebek tedavisine geçilir. Fakat bunun haricindeki durumlarda ilk olarak yumurta takibi yapılır, buradan sonuç alınmaması durumunda ise aşılamaya geçilir. Dolayısıyla aşılamanın tedavi sıralamasında tam ortada bulunduğu söylenebilir. Fakat bu şu anlama gelmez; yumurta takibi olmadan aşılama yapılamaz. Bazı vakalarda yumurta takibi olmadan direkt olarak aşılama aşamasına geçilebilir. Buradan temel husus, hastanın genel durumu ve hekimin buradan hareketle vereceği karardır.
Aşılama, normal yoldan gebe kalamayanlar için geliştirilen bir yöntemdir. Bu yöntemin temelinde, kadına verilen ilaçlar ile yumurtaların sağlıklı bir şekilde gelişmesinin sağlanması, yumurtaların istenilen boyutlara geldiğinde çatlatma iğnesi ile olgunlaştırılması ve yumurta çatladıktan sonra laboratuvar ortamında yıkanmış ve en iyi hale getirilmiş spermlerin direkt olarak rahime aktarılması işlemi vardır. Burada hem yumurtanın kalitesi artırılır, hem de spermin. Bu durum, gebelik şansını daha yüksek seviyelere çıkarır. Sperm ile yumurtanın döllenmesi ise herhangi bir aksilik olmaması durumunda tüplerde gerçekleşir.
Aşılamanın genel manada doğal bir yöntem olduğu söylenebilir. Sadece spermin laboratuvar ortamında hazırlanması ve rahime atılması doğal değildir. Bunun haricindeki süreçlerin tamamı doğaldır. Spermin atıldığı anda, yumurta da yumurtalıklardan tüplere inmeye başlar ve ikisi tüplerde karşılaşır. Eğer döllenme meydana gelirse embriyo oluşarak rahime düşer. Rahime yapışan embriyo ise gebelik anlamına gelir ve her şeyin yolunda gitmesi durumunda 40 hafta sonunda bebek dünyaya gelir. Aşılamanın başarılı olabilmesi için tüplerden en azından birisinin açık olması gerekir. Eğer her iki tüp de kapalı ise bu defa tüp bebek tedavisinin uygulanması gerekecektir.
Aşılama için gerekli olan süre ortalama olarak 15 gündür. Bu sürede erkek sadece bir defa sperm vermek için gelirken, kadının en az birkaç defa gelmesi gerekir. Bunlarda kadının yumurtlamasının takibi yapılır. Son aşamada ise aşılama gerçekleştirilir. Bu noktadan sonra ise rutin kontroller başlar.
Aşılama için kadının yumurtalıklarının bir süre takip edilmesi ve buradan elde edilen verilere göre hareket edilmesi gerektiğini söylemek yanlış olmaz. Adetin 2.veya 3.günlerinde ultrason ile yumurtalıklar incelenir. Bu incelemede kist ve benzer bir olumsuzluğun olmaması durumunda hap veya iğnelerle yumurtalıklar uyarılmaya başlanır. Bu iğneler, her gün aynı saatte yapılır. Bir hafta sonunda ultrason ile yumurtalıklara tekrar bakılır ve verdiği tepkiler incelenir. Eğer yumurtalar 17-20 mm boyutlarına gelmişse bu defa çatlatma iğnesi yapılır ve yumurtaların olgunlaşması sağlanır. Bu aşamada oluşan folikül sayısı da çok önemlidir. Her folikül bir yumurta anlamına gelir ve bu durum, çoğul gebeliklerle sonuçlanabilir. Folikül sayısının 3’ten fazla olması ise dördüz ve beşiz gibi gebeliklerin ortaya çıkması anlamına gelir. Bu durum ise kadınların yaşamlarını direkt olarak tehdit eder.
Aşılama için erkekten sperm almadan önce erkeğin 2-5 gün boyunca diyet yapması istenir. Bu şekilde elde edilen spermler, laboratuvar ortamında yıkanır ve özel olarak hazırlanır. Çatlama iğnesinin üzerinden 24 saat veya 36 saat geçtikten sonra bu spermler ile bir defa aşılama yapılır. Bazı durumlarda ise ardışık günlerde birer defa aşılama yapılması söz konusu olabilir. Bu işlem, ince ve özel olarak hazırlanan bir pipet ile yapılır. Bundan dolayı kadının herhangi bir acı duyması söz konusu olmaz. Bu ise işlemin anestezi olmadan yapılması anlamına gelir.
Aşılama sonrasında hastanın bir süre dinlenmesi ve istirahat etmesi önerilir. Bu süre sonunda hasta normal yaşantısına dönebilir. Hatta cinsel ilişkiye girmesinde dahi mahsur yoktur. Bazı durumlarda hastalara sonradan progesteron desteği de verilebilir.
Aşılamanın üzerinden 14 gün geçtikten sonra gebelik testi ile aşılamanın başarılı olup olmadığına bakılır. Eğer gebelik varsa bu noktadan sonra rutin kontroller ile süreç ilerler. Gebeliğin olmaması durumunda ise bunun nedenleri araştırılır ve yeni bir plan hazırlanır.
Aşılama, doğal yoldan çocuk sahibi olamayan çiftler için önemli bir tedavi seçeneğidir. Bu yöntem hakkında bilgi sahibi olunması, kişilerin çocuk sahibi olma noktasındaki şanslarını bilmesine neden olacaktır. Bu hususlardan bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
• İnfertilite nedeninin sperm sayısının az ve sperm hareketliliğinin istenilen seviyede olmaması durumunda aşılama tedavisi uygulanabilir. Bunların haricinde ise izah edilemeyen infertilite, yumurta sorunu, yumurtaların yeteri kadar olgunlaşmaması, erken evredeki endometriozisde de aşılama yapılmasında mahsur yoktur.
• Sperm morfoloji sorunu yaşayanlarda morfolojik sorunun boyutuna bağlı olarak direkt olarak tüp bebek tedavisine geçilmesine gerek yoktur. Bazı vakalarda ilk olarak aşılamanın uygulanması söz konusu olabilir.
• Aşılama için kullanılacak olan spermin laboratuvar ortamında hazırlanması gerekir. Bu işlem, burada hazır bulunan ekibin titiz çalışması sonrasında gerçekleşir. Genel olarak basit bir işlem olan sperm hazırlama, ciddi bir özen ister. İki saat süren işleme gösterilecek özenin aşılamada başarılı sonuçlar elde edilmesi için çok önemli olduğu söylenebilir.
• Aşılama başarısı genel olarak %10 ila %30 arasında değişir. Ortalama olarak başarı oranının %20 olduğunu söylemek yanlış olmaz. Özellikle rahime gönderilen sperm sayısının 10 milyondan fazla olduğu durumlarda başarı oranı daha yüksektir.
• Aşılamanın başarısız olması durumunda beklemeden diğer ay tekrar bu tedavinin uygulanmasında herhangi bir sorun yoktur. Fakat burada kararı doktorun vereceği unutulmamalıdır. Hastanın genel durumuna göre doktor tedaviye birkaç ay ara verebilir veya hemen ertesi ay tekrar aşılama tedavisini uygulayabilir.
• Aşılama tedavisi, istenmesi durumunda 6 defaya kadar uygulanabilir. Fakat uzmanlar tarafından 2-3 denemeden sonuç alınamamışsa, zaman kaybetmeme adına tüp bebek yöntemi denenmesi gerektiği tavsiye edilir.
• İğnelerle yumurtalıkların uyarılması, bu bölümlerin normale göre daha fazla yumurta üretmesine neden olur. Üretilen folikül sayısı genel olarak 2 olur. Fakat bazı vakalarda düşük doz iğne ile uyarı yapılasına rağmen yumurta sayısı oldukça fazla olur. Böyle durumlarda aşılama tedavisinin iptali gerekir. Ayrıca hastanın cinsel ilişkiye girmesi de yasaklanır. Hastanın onay vermesi durumunda oluşan yumurtalar değerlendirilir ve tüp bebek tedavisine geçiş yapılabilir.
Aşılama ile ilgili bilinmesi gereken temel hususlar genel olarak bu şekildedir. Yapılan uygulamaların başarı oranının çok yüksek olduğunu söylemek çok zordur. Başarı oranının artması için çiftlerin beslenmesine dikkat edip, sağlıklarını koruyarak bu tedaviye başlaması tavsiye edilir. Ayrıca hekim ve hastane seçimi de ortaya çıkacak sonucun belirlenmesinde etkilidir.