Memede görülen farklı hastalıklar vardır. Meme hastalıkları denildiği zaman özellikle kadınlar için ilk olarak akla meme kanseri gelir, fakat bu bölgede görülen hastalıklar kanserle sınırlı değildir. Diğer hastalıkların tedavisinin kansere göre daha kolay olduğu söylenebilir. Fakat bu bölgedeki hastalıkların tedavisinin hızlı bir şekilde yapılması çok önemlidir. Çünkü ilerleyen dönemlerde bu rahatsızlıkların daha da büyümesi ve bazen de kansere dönüşmesi söz konusu olabilir.
Özellikle kadınlarda görülen bazı meme hastalıkları ile ilgili detaylar aşağıda yer almaktadır.
Fibroadeneom, memede görülen iyi huylu kitleler olarak ifade edilebilir. Özellikle 15 ila 35 yaş arasında daha fazla görülür. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmezken, östrojen hormonuna karşı artan hassasiyet ile ilişkili olduğu tahmin edilir. Bu kitleler; hormonal tedavilerde, hamilelik döneminde ve emzirme zamanlarında normale göre biraz daha büyüyebilir. Menopozda östrojen seviyesinin düşmesine bağlı olarak ise biraz daha küçülebilir.
Fibroadenom, kişilerin sağlığını direkt olarak olumsuz etkilemez, fakat bu kitlelerin takip edilmesi gerekir. Eğer gerekli görülürse, cerrahi bir işlemle alınabilir.
Son dönemlerde duyulmaya başlayan aksesuar meme, kadınların yaşadığı bir diğer meme hastalığıdır. Kadınların %0,2’si ile %6’sı arasındaki bir bölümde görülen bu rahatsızlık, meme dokusunun hemen yanında, koltuk altında bir kitle oluşması şeklindedir. Bu kitle, kanser değildir. Memenin hemen yanında yeni bir meme dokusu oluşma durumudur.
Aksesuar memeyi kadınlar genellikle hamilelik döneminde fark ederler. Bunun nedeni ise hormonların etkisi ile bu kitlenin biraz daha büyümesi ve gerginlik nedeniyle ağrıya sebep olmasıdır. Bahse konu kitle eğer hamilelik öncesinde ve ergenlik döneminde fark edilirse ameliyat ile alınmalıdır. Bunun haricindeki dönemlerde ise takip edilmelidir. Çünkü bu kitle zaman içinde kansere veya farklı bir hastalığa neden olabilir.
Makromasti, vücut boyutlarına göre büyük bir memeye sahip olunmasıdır. Bunun belli bir standardı yoktur ve farklı tanımlamalar söz konusudur. Fakat genel olarak kişilerin rahatsız olmasına neden olan göğüsler için büyük denilebilir. Dolayısıyla da göğüsün büyük olup olmadığına kişinin kendisinin karar vermesi daha doğru olacaktır.
Makromasti nedenleri hakkında net bir bilgi yoktur. Yapılan araştırmalar, bazı kadınların neden büyük memeye sahip olduğunu ortaya koyamamıştır. Meme büyüklüğünün etkileyen en önemli faktörün hormonlar olduğu söylenebilir. Fakat büyük memeli kadınların önemli bir kısmının hormon seviyeleri normaldir. Buradaki tahminler, kişilerin östrojen hormonuna karşı hassas meme dokusuna sahip olmasından kaynaklandığı şeklindedir. Dolayısıyla da ergenlik sonrasında herkesin böyle bir riske sahip olduğu söylenebilir.
Makromasti, direkt olarak sağlığa zararlı değildir, ancak kişileri rahatsız etmesi, zorlaması ve benzer olumsuzluklar oluşturması söz konusudur. Bundan dolayı takip edilmesi ve gerekli görülmesi durumunda cerrahi operasyon ile küçültülmesi gerekir.
Memenin içinde yer alan dokular salgı bezleridir. Bu durum, emzirme dönemi haricinde de memeden bazı akıntılar gelmesi anlamına gelir. Emzirme dönemi haricinde gelen akıntıya, meme akıntısı adı verilir. Bu akıntı tek bir memeden gelebileceği gibi her ikisinden de aynı anda gelebilir. Rengi ise beyaz, kahverengi, kanlı, sarı ve yeşil olabilir.
Akıntının tek memeden gelmesi, o memedeki bir durumdan kaynaklandığına işaret eder. Eğer her iki memeden aynı anda geliyorsa hormonal bir sorunun işareti olabilir. Özellikle gelen akıntının kanlı, kötü kokulu ve irinli olması hastalıkların habercisidir. Kanlı gelen akıntı, meme kanserini dahi işaret edebilir.
Meme akıntısının fark edilmesinden sonra doktora gidilerek gerekli tetkiklerin yapılması gerekir. Bazen meme dokusundaki bir enfeksiyondan kaynaklanan bu hastalık, bazen de farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Tedavisinin hızlı bir şekilde yapılması önemlidir.
Memede görülen farklı enfeksiyonlar vardır, bunlardan bazıları; mastit, apse ve selülittir. Meme iltihapları ile vücudun farklı noktalarından meydana gelen iltihaplanmalar arasında bazı farklılıklar vardır. Buradaki enfeksiyonların bir süre sonra kansere neden olması gibi bir durum söz konusu olabilir.
Meme enfeksiyonları, hemen her yaştan kadında görülebilir. Fakat genel olarak 18 ila 55 yaş arasında daha fazla görüldüğü söylenebilir. Ayrıca bu enfeksiyonların emzirme ile ilgisi varsa farklı bir kategoride değerlendirilir.
Meme enfeksiyonları kendisini akıntı, yüksek ateş, memede hassasiyet, kızarıklık, sertlik ve titreme olarak gösterebilir. Bu rahatsızlıkların tedavisi için genellikle antibiyotikler yeterli olur. Bazı durumlarda ise enfeksiyonların neden olduğu kitlelerin cerrahi bir işlemle alınması gerekir.
Meme hastalıkları içerisinde yer alan meme kanseri, insan hayatını direkt olarak tehdit etmesinden dolayı en önemli meme hastalığı olarak görülür.
Bu hastalığın en önemli belirtisi, memede el ile hissedilebilen bir kitledir. Söz konusu kitle çoğu zaman herhangi bir ağrıya neden olmaz. Bazı vakalarda ise kitle hissedilmemesine rağmen memede ağrı görülebilir. Bunların haricinde daha az kendisini gösteren farklı belirtiler de vardır. Bunlar; göğüsten gelen akıntı, göğüs dokusunun gerginleşmesi ve kalınlaşması, göğüs ucunun içe dönmesi ve kaybolması bunlardan bazılarıdır.
Diğer kanser türlerinde olduğu gibi burada da erken teşhis, tedaviyi kolay bir hale getirir. Dolayısıyla kadınların sürekli olarak kontrollere gitmesi gerekir. Çünkü kanserin ilk evresinde herhangi bir belirti göstermesi söz konusu dahi değildir.
Meme kanserinin tanısının konulması için görüntüleme sistemlerinden yararlanılması gerekir. Mamografi, bu işlem için kullanılan bir sistemdir ve bir uzman tarafından en az 20 dakika boyunca bu sistemle göğüslerin incelenmesi gerekir. Eğer bir kitle fark edilirse uzman hekimin tercihine göre söz konusu kitleden parça alınarak patolojik incelemesi yapılır. Buradan gelecek sonuca göre kanser teşhisi daha net bir şekilde konulur. Bu aşamadan sonra ise kanserin hangi evrede olduğuna bağlı olarak uygun tedaviye başlanılır.
Bu hastalığın tedavisi için uygulanacak farklı yöntemler vardır. Fakat bundan önce kanserin hangi evrede olduğunun tespit edilmesi gerekir. Ultrason ve diğer görüntüleme cihazları ile yapılan incelemeler ve diğer tetkikler ile kanserin hangi evrede olduğu kısa sürede tespit edilebilir.
Kanserin ilk evrede olması durumunda ne etkili tedavi yöntemi cerrahi işlemdir. Cerrahi işlem ile henüz yeni oluşan ve yayılmayan kitlenin tamamen çıkarılması söz konusudur. Böylece kanserli hücrelerden vücut tamamen arındırılmış olur. Cerrahi işlemde tümörün büyüklüğüne ve yayılma durumuna göre bazen memenin tamamı alınırken, bazen de daha küçük bir bölümü alınır. Dolayısıyla her vakada memenin tamamen alınması gibi bir durum söz konusu değildir. Erken safhada, en etkili yöntemin bu olduğu söylenebilir. Fakat halk arasında cerrahi işlemle ilgili yanlış düşünceler olduğu için hastaların bir bölümü cerrahi işlemleri reddedebilmektedir.
Kanser, diğer evrelere geçmişse bu defa uygulanacak yöntemler daha farklı olacaktır. Kemoterapi, radyoterapi, hormonal tedaviler ve biyolojik tedaviler bunlardan bazılarıdır. Kişinin durumuna ve hastalığın seyrine göre bunlardan uygun olanlar tercih edilir.
Meme hastalıkları genel olarak bu şekildedir. Söz konusu hastalıkların teşhisi ve tedavisinde tercih edilecek hastanenin ve hekimin etkisinin çok fazla olduğu unutulmamalı ve hekim seçimi özenli bir şekilde yapılmalıdır.
